KOCAELİ Barosu’na kayıtlı Avukat Doğukan Karabaş, Darıca ilçesindeki bir ilkokulda öğretmen Mehmet Demir’i darbettiği iddiasıyla gözaltına alınan öğrenci velisi M.A. (32) ve yakını S.A.’nın (28) çıkarıldığı mahkemece, adli kontrol tedbiri kapsamında 300’er bin TL güvence bedeli şartı ile serbest bırakılmasına ilişkin konuştu. Türkiye’de nadir olarak kullanılan, halk arasında ‘kefalet’ olarak bilinen ‘güvence bedeli’ adli kontrolünün ‘Parası vardı, kurtuldu’ gibi lanse edilebildiğini belirten Avukat Karabaş, “Burada ‘Güvence bedeli’ denmesindeki amaç, sanığın veya şüphelinin soruşturma yahut kovuşturma aşamasında dosyayı takip etmesi, duruşmalarına gelmesi, yahut işte soruşturma aşamasında da hakimliğe gelip ifade vermesi gibi aşamaları garanti altına almak” dedi.
Olay, 28 Mayıs’ta Darıca ilçesi Kazım Karabekir Mahallesi İnönü Caddesi’ndeki Ressam Osman Hamdi Bey İlkokulu’nda meydana geldi. Kavga eden 1’inci sınıf öğrencisi 2 kız çocuğundan biri, eve gittiğinde olayı babası M.A.’ya anlattı. Bir gün sonra okula giden M.A., sınıf öğretmeni Burak Laçin’den çocuğuyla kavga eden öğrenciyi kendisine göstermesini istedi. M.A., Laçin’den olumsuz cevap aldı. Bunun üzerine M.A. okula çağırdığı yakınlarıyla öğretmen Laçin’in üzerine yürüdü. Grup, araya giren öğretmen Mehmet Demir’e de tekme ve yumruklarla saldırıldı. O anlar, cep telefonuyla görüntülendi.
Darıca Farabi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne giden Mehmet Demir, darp raporu alıp, şikayetçi oldu. Şikayet sonrası M.A. ile yakınları S.A. ve İ.A., gözaltına alındı. Emniyette işlemleri tamamlanan şüpheliler, dün Gebze Adliyesi’ne sevk edildi. Şüphelilerden İ.A., savcılık ifadesinin ardından serbest bırakılırken, hakim karşısına çıkan M.A. ve S.A., adli kontrol tedbiri kapsamında halk arasında ‘kefalet’ olarak bilinen ayrı ayrı 300 bin TL ‘güvence bedeli’ ile serbest bırakıldı.
‘GÜVENCE BEDELİ DEDİĞİMİZ ASLINDA HALK ARASINDA KEFALET DİYE BİLİNENDİR’
Türkiye’de nadir olarak adli kontrollerden biri olarak mahkemelerin verdiği ‘güvence bedeli’ sonrası adli kontrolle serbest kalma kararıyla ilgili, Kocaeli Barosu’na kayıtlı Avukat Doğukan Karabaş, bilgi verdi. Avukat Karabaş, “İlimizde Darıca ilçesinde meydana gelen, velinin sınıfı basıp, öğretmeni darbetmesi olayında sulh ceza hakimliği velinin, adli kontrol şartıyla serbest kalmasına hükmetmiş. Adli kontrol nedir? Adli kontrol, tutuklama gerektiren veya gerektirmeyen suçlarda savcılık tarafından tutuklama talep edilmediği hallerde hakimliğe talep edilebilen seçenek, tedbir türlerinden biridir. Bu tedbirlerden biri de güvence bedeli. ‘Güvence bedeli’ dediğimiz aslında halk arasında ‘Kefalet’ diye bilinendir ama bunun kanuni karşılığı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 109’uncu maddesinde yazan ‘Belirlenebilecek güvence bedeliyle adli kontrole hükmedilebilir’ hükmüdür” dedi.
‘BİZİM HUKUKUMUZDA ÇOK UYGULANAN BİR KONU DEĞİL’
“Güvence bedeli şüphelinin yapılacak ekonomik ve sosyal durum araştırmasında tespit edilen maddi durumu göz önüne alınarak belirlenebilir” diyen Karabaş, “Bu olayda 300 bin lira olarak belirlenmiş. Bu yapılan araştırma sonucunda hakim tarafından buna hükmedilmiş olabilir; bu bedel artabilir, azalabilir veya hiç güvence bedeli de belirlenmeyebilir. Güvence bedeli konusu, bizim hukukumuzda çok uygulanan bir konu değil. Yapılan araştırmalar neticesinde tespit edildiği durumda hakim buna hükmedebiliyor. Genelde adli kontrollerde imza veya ev hapsi gibi seçenek kullanılıyor” ifadelerini kullandı.
NASIL UYGULANIYOR?
Güvence bedeli kararının uygulanmasına ilişkin de konuşan Avukat Karabaş, “Güvence bedeli kararı çok kullanılan bir şey değil ama güvence bedeli şöyle uygulanıyor; ekonomik, sosyal durum araştırması yapıldıktan sonra belirlenen bedel, şüpheli tarafından mahkemeye yatırılıyor. Hakimlik tarafından sanık hakkında verilen karar, daha sonra sanık hakkında iddianame hazırlanıp ceza aşamasına geçildiğinde kaldırılıp iade edilmeye karar verilebiliyor ya da karara kadar da iade kararı verilmeyebiliyor. Güvence bedeli bizim de mahkemelerde, hakimlikte, sulh ceza hakimliğinde çok karşılaştığımız bir bedel olmasa da zaman zaman bu tür uygulamalar görülebiliyor” dedi.
‘CAYDIRICI BİR ADLİ KONTROL DEĞİL’
Mahkemenin kararını da yorumlayan Karabaş, “Ekonomik, sosyal durum araştırması yapılmış; belli ki maddi durumları iyi olduğu tespit edilmiş. İmza yerine böyle bir tedbir öngörülmüş. İmza da olabilirdi; haftanın belirli günlerinde, belirli saat aralığında karakola gidip imza da verilebilirdi; ev hapsi de verilebilirdi. Aslında bu caydırıcılığı bence daha arttırırdı. Güvence bedeli halk arasında sanki biraz ‘Parası vardı, kurtuldu gibi’ lanse edilebiliyor ama dediğim gibi bizim kanaatimizce bu suçtan alacağı ceza da aslında caydırıcı bir ceza olmayacağı için belirlenen adli kontrolde caydırıcı bir adli kontrol değil” dedi.
‘DOSYASINI TAKİP EDİYORSA BU BEDEL YARGILAMA SONUCUNDA KENDİSİNE İADE EDİLİYOR’
“Burada ‘Güvence bedeli’ denmesindeki amaç, sanığın veya şüphelinin soruşturma yahut kovuşturma aşamasında dosyayı takip etmesi, duruşmalarına gelmesi yahut işte soruşturma aşamasında da hakimliğe gelip ifade vermesi gibi aşamaları garanti altına almak” diyen Avukat Karabaş, “Eğer şüpheli veya sanık dosyasını takip ediyor, duruşmalarına geliyorsa zaten bu bedel yargılama sonucunda kendisine iade ediliyor. Eğer takip etmezse, cebinden çıkmış bir para olarak kalacağı için bu da insanları kendi dosyasını takip etmesine teşvik amaçlı olarak, devletin de bunu güvence altına alması olarak değerlendirilip güvence bedeli deniliyor” ifadelerini kullandı.