Prof. Dr. Mehmet Nuri Bodur, fay zonu üzerinde belirledikleri farklı sıcak su kaynaklarında her ay, bazen de 15 günde bir hem fiziksel hem kimyasal açıdan su parametrelerini ölçmeye çalıştıklarını belirtti.
Yaptıkları değerlendirme sonucunda Yüksekova-Şemdinli fayı etkisinde kalan ve bu kuşağı açısal olarak kesen tali faylarda açığa çıkan sıcak su kaynaklarında bölgenin hareketli olduğunu tespit ettiklerini dile getiren Bodur, bölgenin tektonizmasına ilişkin ayrıntılı bilgilere ulaşmak için hem jeolojik hem jeokimyasal hem de jeofiziksel açıdan daha detaylı araştırmalar yapılması gerektiğini ifade etti.
“Bölgedeki sismik boşluk enerji biriktiriyor”
Bölgenin bindirme kuşağı üzerinde yer aldığını söyleyen Bodur, ‘Arap Plakası’nın ‘Anadolu Plakası’nı ittirmesi sonucu oluşan sıkışmanın etkisiyle meydana gelen ana ve tali kırılmaların bu tür sıcak su kaynakları ve çatlak sırtları oluşturduğuna dikkati çekti. Yaptıkları anlık ölçümlerde yaşanan değişikliklerin göz önünde bulundurulmasıyla bölgenin kısmi olarak aktivitesini sürdürdüğünü vurgulayan Bodur, şöyle konuştu:
“Bölgede paleosismik ya da sismolojik açıdan oluşan sismik boşluğun uzun yıllardan beri enerji biriktirerek bölgeyi daha sıkıntılı hale getirdiğini söyleyebiliriz. Hakkari birinci derece deprem bölgesi. Bindirme zonu üzerinde yer alan ve sıkışmaya maruz kalan kayaçlar arasında yer alan bir şehir. Bu şehrin zemininde yapılaşmaya uygun olmayan alanlar var. Öncelikli olarak yapılaşmaya uygun yerleri belirlememiz, sonrasında zemine uygun yapı projeleri yapmamız lazım. Tüm bunlar yapılırken de yasa ve yönetmelikler doğrultusunda kontrol ve denetimin elden bırakılmaması gerekiyor.”
“Ani sıcaklık iniş çıkışlarından 11 saat sonra deprem oldu”
2018’de sonbahar aylarında yaptığı çalışmada kaynaklardaki su ve gaz parametrelerini ölçerken zaman zaman ani inişler ve çıkışlar olduğunu gözlemlediğini, geçen yıl yaptığı ölçümlerde de aynı parametrelerin elde edildiğini aktaran Bodur, şu değerlendirmede bulundu:
“2-3 saatlik çalışmada 2 saniye aralıklarla yaptığımız sıcaklık ölçüm değerlerinin 15 ile 43 santigrat derece arasında değişiklik gösterdiğini tespit ettik. PH değerlerinde 3,7 ile 6,2 arasında değişiklik saptayarak asitik karakterli olduğunu belirledik. Bu tür değişiklikler bölgede ve yakın civarda mikro ölçekte depremlerin olabileceğine ya da o anda olduğuna ilişkin bize bilgi verebilir. Bu değişiklikler mikro depremin etkisiyle meydana gelmiş olabilir. Fay zonlarında bu tür ani değişimlerin olması bölgenin kısmi olarak bir hareketlilik içinde olduğunun da habercisidir. Daha önce 2-3 saatlik zaman diliminde ölçtüğümüz değerlerde ani inişler ve çıkışlar oldu. Arkadaşlarıma bir şeylerin olabileceğini söyledim. Yaklaşık 11 saat sonra bölgede 3,1 büyüklüğünde bir depremin olduğunu kayıtlardan öğrendik.“